Anasayfa İletişim


Sonbaharın 5 hastalığından korunun!

Sonbahar mevsiminde özellikle de çocuklarda sıklığı artan hastalıklar arasında gribal enfeksiyonlar, farenjit, sinüzit, bronşit ve zatürre geliyor.
Acıbadem Kocaeli Hastanesi’nden Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Ali Kaya, bu hastalıkların mevsim geçişlerinde ısı farklarının çok olduğu sonbahar aylarında arttığını söyledi.
GRÄ°BAL ENFEKSÄ°YON SONBAHARDA BAÅžLIYOR
En sık rastlanan üst solunum yolu enfeksiyonudur. Mevsim geçişlerinde, kapalı ortamlarda hızla yayılırlar. Çocuklarda ortaya çıkan şikayetler 2-3 haftaya kadar uzayabilir.
Gribal enfeksiyonlar şu belirtilerle ortaya çıkıyor:
· Burun tıkanıklığı
· Kuruma
· Önce şeffaf sonra yeşilimsi hale gelen burun akıntısı
· Önceleri hafif ateş
· Halsizlik, kırgınlık
· İştahsızlık, yorgunluk
· Eklem, kas ağrıları
· Balgamlı öksürük
EYLÃœL-EKÄ°M AYINDA GRÄ°P AÅžISI YAPILMALI
Viral bir hastalık olduğundan gribal enfeksiyonlarda antibiyotik kullanmanın bir faydası yok. Tedavi de şikayetlere göre yapılıyor. Ateş düşürücüler, ağrı kesiciler, vitamin takviyesi, buhar banyoları, dinlenme öneriliyor. Ateş çok yüksek seyrederse, koyu burun akıntılarında şikayetler uzun sürerse antibiyotik kullanmak gerekebiliyor. Bunun dışında temel tedavi, vücut direncini yüksek tutmaktan geçiyor Asıl tedavinin koruyucu tedavi olduğunu belirten Dr. Ali Kaya, grip aşısının grip sezonu açılmadan eylül-ekim aylarında tez doz olarak altı aylıktan büyük her çocuğa yapılabileceğini belirtiyor. Eğer çocukta çok sık gribal enfeksiyon görülüyorsa, şikayetler uzun sürüyorsa, her seferinde antibiyotik kullanılması gerekiyorsa, farenjit, bronşit gibi komplikasyonlar gelişiyorsa veya anne babanın eve gribal enfeksiyon getirme ihtimali yüksekse, (anne baba hemşire, doktor, öğretmen gibi) grip aşısı mutlaka öneriliyor.
FARENJÄ°T, BOÄžAZDA YANMA VE AÄžRIYLA BAÅžLIYOR
Boğazın arka duvarında görülen mikrobik bir iltihapla oluşuyor. Belirtileri arasında şunlar var:
· Boğaz ağrısı
· Yanma hissi
· Yutkunmada zorluk
· Ateş
· Ses kısıklığı
Hastalığın tedavisinde, boğaz kültürü alınarak mikrobik olup olmadığı tesbit ediliyor. Test sonucuna göre, antibiyotik tedavisi şekillendiriliyor. Üstelik kültürde mikrobun cinsi ve hangi ilacın kullanılacağı da belli oluyor. Hatta tedavi sonrası kontrol kültürü ile tedavinin başarısının araştırılması gerekiyor. Korunma, boğaz enfeksiyonu geçirdiğini bildiğiniz kişilerden çocukları uzak tutmakla mümkün oluyor. Yakın teması engellemek, çocukları kapalı, havasız ortamlardan uzak tutmak da bir çözüm.
SİNÜZİT OLMAMAK İÇİN SAÇINIZI KURULAYIN
Genellikle üst solunum yolu enfeksiyonları sonrasında oluşuyor. Kafa kemiklerinin içindeki boşlukların enfeksiyonu olarak biliniyor.
Belirtileri arasında şunlar var:
· Sürekli devam eden baş ağrısı (alında ve yanaklarda)
· Burun akıntısı
Hastalığın tedavisi hakkında bilgi veren Dr. Ali Kaya, “Kemiklerin içindeki boşlukların havalandırılması için, tıkanıklığı giderici ilaçlar, iltihaba karşı antibiyotik daha ileri safhalarda ise cerrahi müdahale gerekiyor” dedi. Sinüzit çok kolay tekrarladığı için, koruyucu tedavi büyük önem taşıyor. Yüz kemiklerinin soğuğa karşı korunması gerekiyor. Terleme sonrası soğuğa maruz kalmak, spor aktivitelerinden sonra, saçların iyice kurulanmadan dışarı çıkılması temel etken. Kışın soğuk havalarda koruyucu başlık kullanılması önemli.
İKİ AYLIKTAN BÜYÜK ÇOCUKLARA ZATÜRRE AŞISI
Zatürrenin en sık görülen nedenleri arasında alt solunum yolu enfeksiyonları geliyor. Akciğer içindeki küçük kesecikler iltihap ile doluyor. Zatürrenin en sık nedenleri, bakteriler ve virüslerden kaynaklanıyor. Belirtileri şöyle:
· Ateş
· Titreme
· Öksürük
· Balgam çıkarma
· Göğüs ağrısı
· Halsizlik
· Kırıklık
· İştahsızlık
Tedavisinde, bakteriyel ise antibiyotik kullanılıyor. Viral ise detekleyici tedavi yeterli. Antibiyotiklerin erken kesilmemesi gerekiyor. Şikayetler geçse bile doktorun söylediği süreye uyulması önemli. Ağrı kesiciler, ateş düşürücüler, balgam söktürücüler de tedavide kullanılıyor. Korunmada, genel koruyucu tedbirlerin yanında, zatürre aşısı özellikle öneriliyor. Zatürre aşısı iki aylıktan büyük her çocuğa uygulanabiliyor.
Mevsim hastalıkları ve tedavileri
Grip , Faranjit , Zatürre ve Sinüzit Tedavileri..
Uzun kış aylarını sağlıklı geçirmenin yolu doktorların önerilerini dinlemekten geçiyor.Üst ve alt solunum yolu hastalıkları en çok da kışın canımızı yakıyor. Günün büyük bir bölümünü kapalı ve kalabalık ortamlarda geçiriyor olmamız, zatürre, grip, farenjit ve bronşit gibi hastalıklara daha sık yakalanmamıza yol açıyor. Ancak bunlardan korunmanın yolu olduğu gibi, tedavisi de mümkün.
Acıbadem Hastanesi’nden Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Ali Şehitoğlu, üst solunum yolu enfeksiyonlarını, “mevsime bağlı” hastalıklar olarak nitelendiriyor. Özellikle de mevsim geçişlerinde, gün içindeki ısı farklarının çok olduğu ilkbahar ve sonbaharda bu hastalıkların daha çok görüldüğüne işaret ediyor
GRÄ°P
Sıklıkla karşılaşılan solunum enfeksiyonları arasında birinci sırayı “grip” alıyor. Prof. Dr. Şehitoğlu, basit virüslerle meydana gelen grip hastalığının yaklaşık 1 hafta veya 10 gün kadar sürdüğünü ifade ediyor. Özellikle sinema, tiyatro, huzurevi, kışlalarda, sigaranın kapalı ortamda çok içildiği yerlerde hastalığa yakalanma olasılığı daha fazla ortaya çıkıyor.
Belirtileri: Grip hastalığı, sıklıkla burunda kuruma, yanma, genizde yanma, kaşıntı hissi, burunda tıkanıklığın yanı sıra, önce beyaz, şeffaf daha sonra da giderek koyulaşan burun akıntısı ile kendini gösteriyor. Hafif olmak üzere ateş de görülüyor. Hastada genel vücut kırgınlığı oluyor. Ayrıca gribe yakalanan kişi ağır kilolar kaldırmış gibi eklem ve adalelerinde yorgunluk hissi, burundan ve genizden gelen akıntıya bağlı öksürük, balgam çıkarma hissi ve problem devam ederse baş ağrısı ile karşı karşıya kalıyor.
Tedavisi: Gribin tedavisinde hekimler ısrarla “antibiyotik kullanmayın” önerisinde bulunuyor. Hastalık genellikle “virüsler” ile meydana geldiğinden “antibiyotik” kullanılmamasını istediklerini belirten Prof. Dr.Şehitoğlu, alınacak önlemleri şöyle sıralıyor:
“Hastada çok yüksek ateşe eşlik eden, çok koyu ve kanlı burun akıntısı olursa, öksürük, balgam devam ederse antibiyotik gerekebilir. Onun dışında bol sıvı alarak akıntının yumuşatılması kolayca çıkarılmasının sağlanması, sigara içiliyorsa kesilmesi, gün içerisinde sıcak buharla genzi yumuşatmak, sebze ve meyve yiyerek, vitaminle vücuda takviye yapılması, çok aktif olan dönemlerde de vücudun dinlendirilmesi tedavinin esas parçasıdır.”
Özellikle alerjisi olanlarda, vücut direnci zayıf kişilerde hastalığın uzun sürüp tekrarlayabileceğini belirten Prof. Dr.Şehitoğlu, “Yaşlılarda ve akciğer hastalıklarında gribin ortaya çıkması, bu problemleri ağırlaştırabilir. Yakından takip edilmesi gerekiyor. Gribal enfeksiyonlarda esas vücudun direncinin yüksek tutulup koruma mekanizmasının geliştirilmesi gerekiyor” diyor.
GRİPTEN KORUNMAK İÇİN
Gripten korunmak için öncelikle aşlıların, kronik hastalığı bulunanların ve çocukların aşılanması gerekiyor. Bunun yanında alınması gereken önlemler ise şöyle: Toplu çalışma ortamlarında havalandırma düzenli yapılmalı, sigara içilmesine izin verilmemeli, hasta kişiler erkenden uyarılarak ortamdan uzaklaştırılmalı ve tedavileri sağlanmalı.
FARENJÄ°T
Kış aylarında en sık karşılaştığımız hastalıklar arasında yer alan “farenjit”, boğazın arka duvarının bazen mikrobik, bazen metabolik, bazen de çalışılan ortamın ısısına, tozuna bağlı olarak reaksiyon göstermesiyle ortaya çıkıyor.
Belirtileri: Hastalık, kişilerde beslenme alışkanlığı ve sigaranın yanı sıra, midedeki asit problemlerine kadar değişik nedenlerden oluşabiliyor. Farenjit ortaya çıktığında, ses kısıklığı, boğazda kuruluk, yanma, ağrı, yutkunma zorluğu, toz ve yiyeceklere karşı hassasiyet gelişiyor. Hastalığın seyrinde belirli bir başka hastalık ortaya çıkmasa da, kişinin çalışma performansını ve iş gücünü azaltıp rahatsızlık vermesiyle biliniyor.
Tedavisi: Hastalığın tedavisi yapılırken önce “boğaz kültürü” alınıyor. Bu kültür sayesinde hastalığın “mikrobik” olup olmadığı tespit ediliyor.
Bu mikropların bulunup bulunmadığına göre hastalığın tedavisi ilaçla yapılıyor. Prof. Dr. Şehitoğlu, “Hastalık eğer mikrobik değilse sıvıyla, mide problemleri varsa düzeltilmesiyle, sinüzite bağlı akıntı varsa bu akıntının tedavisiyle mümkün oluyor” diyor. Tedavide sigaranın kesilmesi çok önemli; alkol, çok acılı ve ekşili gıdaların tüketilmesi ise hastalığın iyileşmesini önlüyor.
SÄ°NÃœZÄ°T
Başımızın içindeki kemiklerin arasında bulunan “sinüs” boşluklarında enfeksiyon oluşması sonucunda “sinüzit” hastalığı ortaya çıkıyor. Genellikle üst solunum yolu enfeksiyonları sonrasında oluşan “sinüzit” hastalığı, alerjisi olan, tozlu ve asitli ortamlarda çalışan kişilerde daha fazla görülüyor. Bu arada nadiren de olsa doğumsal veya sonradan oluşmuş “travmalar”ın etkisiyle deformite gelişen kişilerde de ortaya çıkabiliyor.
Belirtileri: Sinüzitte, sürekli baş ağrısı, mevsimsel değişikliklere bağlı olarak görülen iki kaşın arasında, yanaklarda ve alın bölgesinde şiddetli ağrı, burundan gelen şeffaf akıntı, soğuk havanın etkisiyle oluşan sızlama gibi belirtiler ortaya çıkıyor. Bu arada yanaklardaki sinüzitlerin temelinde enfeksiyonların yattığını belirten Prof. Dr.Şehitoğlu, daha çok kış aylarında rastlanan sinüzitin yazın denize dalan kişilerde de görüldüğünü belirtiyor.
Tedavisi: Öncelikle sinüslerin burna açılan bölgesindeki tıkanıklığı açmak gerekiyor. Tıkanıklığı giderici ilaçlar veriliyor. Bol sıvı alınıp sekresyon azaltılmalı. Hastalık ileri safhadaysa antibiyotik kullanılıyor. Daha ileri safhadaysa değişik cerrahi müdahaleler yapılıyor. Eğer akut safhadaysa antibiyotik, kronikse cerrahi müdahale uygulanıyor. Sinüzit tedavisi olan kişi yeniden sinüzit olabilir. Bu nedenle ameliyattan sonra da dikkat edilmesi gerekiyor.
ZATÃœRRE
Alt solunum yolu hastalıkları arasında en sık rastlanan hastalıkların arasında yer alan “zatürre” hakkında bilgi veren Acıbadem Hastanesi Bakırköy Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Süha Alzafer, hastalığı “akciğer iltihabı” olarak tanımlıyor. Tıp dilinde “pnömoni” olarak adlandırılan “zatürre” hastalığında, akciğerlerde bulunan hava keseciklerinin iltihabi bir sıvıyla dolduğunu ve akciğerlerin oksijen alışverişi bozuluyor. Hastalık bakteriler, virüsler, mycoplazma, pnömosistis gibi mikroorganizmalar ile görülüyor.
Belirtileri: Türlerine göre belirtileri değişiyor. Bakteriyel zatürrede ateş, titreme, öksürük, sarı yeşil renkte veya kanlı balgam, göğüs ağrısı ve terleme olabiliyor. Virütik zatürrede ateşin yanında başağrısı, kuru öksürük, kas ağrısı ve halsizlik gibi gribal enfeksiyon belirtileri görülebiliyor. Mycoplasma zatürresinde ise en yaygın şikayet öksürük.
Tedavisi: Nedene, hastanın yaşına, altta başka kronik bir hastalık bulunup bulunmamasına göre “tedavi planı” yapılıyor. Genç ve sağlıklı erişkinlerde bakteriyel, mycoplasma ve ricketsia enfeksiyonlarında “antibiyotik” kullanımı tedavide başarı sağlıyor. Viral zarürrelerde iyileşme kendiliğinden olabiliyor.
Zatürre hastasının ateşi düştükten sonra antibiyotik tedavisine doktorun önerdiği süre devam edilmesini söyleyen Dr. Alzafer, şöyle konuşuyor:
“Antibiyotiklerin yanı sıra ağrı ve ateş için parasetemol veya nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar, balgam söktürücü ilaçlar, kanda oksijen düzeyi düşerse oksijen tedavisi veriliyor. Hastaların diyetine dikkat etmesi ve günde en az 8 bardak su içmesini öneriyoruz. Bu arada antibiyotik verdiğimiz halde hastanın ateşi 3 gün yüksek seyredebilir. Eğer 3’üncü günden sonra ateş hala yüksekse, doktora danışmak gerekir.”
Zatürre aşısı ise özellikle kalp, akciğer, kan, böbrek ve diyabet hastaları, dalağı alınmış kişiler, 65 yaşın üzerindekiler ve bakımevi gibi yerlerde yaşayanlar gibi yüksek risk taşıyan kişilere yapılıyor. Dr. Alzafer’e göre gebelere ve 2 yaşın altındakilere zatürre aşısının yapılması doğru değil.

Yorum yapılmamış

No comments yet.

Comments RSS TrackBack Identifier URI

Sorry, the comment form is closed at this time.