Anasayfa İletişim


HAMÄ°LELER DOMUZ GRÄ°BÄ°NE KARÅžI NASIL KORUNMALIDIR?

      Hamilelikte gribin her çeÅŸidi tehlikelidir.Hamile olan kiÅŸiler hamile olduklarını anladıkları ilk andan itibaren kendilerini koruma altına almalıdırlar.Ä°lk olarak vücut direncini arttıracak önlemlerle baÅŸlayarak,  vitamin ve minerallerden zengin beslenmeleri gerekmektedir. Domuz Gribinden korunmak için ,  hijyene dikkat ederek virüsün kendilerine bulaÅŸmasını önlemeye çalışmak baÅŸlıca dikkat etmeleri gereken kural olmalıdır. Devamını oku…

KÄ°MLER DOMUZ GRÄ°BÄ°NE KARÅžI AÅžILANMALIDIR?

     Son günlerde ülkemizde sıklıkla görülmeye baÅŸlanan Domuz Gribi büyükten küçüğe hepimizin korkulu rüyası haline gelmiÅŸtir.Domuz Gribinin ülkemizde görülmeye baÅŸlamasıyla beraber hepimizin ne yapmamız gerektiÄŸi konusunda bilgilendirilme ve yönlendilirme  ihtiyacımız doÄŸmuÅŸtur.Bu konuyla ilgili olarak,SaÄŸlık Bakanlığı yetkilileri görsel ve yazılı basın aracılığı ile halkımızı bilgilendirmeye yönelik çalışmalar yapmıştır. Domuz Gribi Aşısı SaÄŸlık Bakanlığı organizasyonu dahilinde tüm saÄŸlık kuruluÅŸlarında  yakın bir tarlhte uygulanmaya baÅŸlanacaktır. DiÄŸer grip aşısı formülünden  farklı bir ÅŸekilde hazırlanmış olan Domuz Gribi Aşısı eczanelerde satılmamaktatdır. Devamını oku…

KALITSAL HASTALIKLAR TARÄ°HEMÄ° KARIÅžIYOR?

 

 Amerika  SaÄŸlık ve Bilim Enstitüsü   Oregan’ da Åžukret Mitalipov ve ekibi, maymunların yumurta hücresindeki mitokondriyal DNA’ yı ( sadece anneden bebeÄŸe nakledilen kod dizisi )deÄŸiÅŸtirmeyi saÄŸlayan yeni bir yöntem geliÅŸtirdi. 3 anne maymundan “saÄŸlıklı DNA‘ya ” sahip 4 yavru dünyaya geldi.

 Ancak bu yöntemin insanlarda güvenli ve etkin bir şekilde kullanılıp kullanılmayacağını anlamak için klinik araştırmaların gerekli olduğunu vurguladılar.

 Mitokondriyal DNA mutasyonlarının anneden çocuğa geçmesinin engellenebildiğini gösterdiklerini belirten araştırmaları ile ilgili makaleleri  geçtiğimiz günlerde Nature dergisinde yayımlanmıştı.

 Bundan böyle ; mitokondriyal hastalıklar, özellikle kas ve sinir sisteminde sorunlara yol açan bazı hastalıkların sorumlu genleri hücre çekirdeÄŸindeki kromozomlarında deÄŸil,  hücre içinde bulunan ve mitokondri adı verilen, hücre için gerekli enerjinin üretildiÄŸi , kendine özgü DNA’sı olan organel (hücre elemanı) üzerinde yer alıyor.

 Mitokondriyal DNA’ daki 150’den fazla mutasyon , görme kaybı , sara ve ÅŸeker hastalığı , alzheimer bazı kanser çeÅŸitleri ve kısırlığa neden olduÄŸu sanılıyor.

  Ancak bu araştırmanın, insanlarda uygulanıp uygulanamayacağı, tıp ve din adamları arasında değişik görüşlere ve tartışmalara neden olmaktadır.

ntv haber

01.09.2009

BEBEĞİ OLAN ANNELERE MÜJDE !

  

  

          Bundan böyle anneler bebeğimin ateşi varmı aceba diye endişe duymayacaklar.İngilterede ısıya duyarlı tulum icat edildi.Teknoloji mucizesi tulumlar yakında piyasaya çıkıyor.

    Daily Mail’in haberine göre, Chris Ebejer adlı baba bebeklerle ilgili bir belgesel izlerken, aklına ısıya hassas bebek tulumu fikri geldi.Isıya hassas moleküllere sahip boya pigmentleri üzerine araÅŸtırma yapan Chris  Ebejer,tulumu geliÅŸtirmek için 6 yıl çalıştı ve 700 bin sterlin harcadı. Mavi, bembe, yeÅŸil renkte üretilen tulumlar, bebeÄŸin ateÅŸi 37’nin üzerine yükselir yükselmez beyaza dönüşüyor. Böylece yükselen ateÅŸe vaktiyle müdahale edip tehlikeli hastalıkların önüne geçme imkanı doÄŸuyor.

 İngilterede üretimine başlanan renk değiştiren tulumlar ekim ayından itibaren 20 strelinden (50 tl) piyasaya sürülecek.

 Teknoloji harikası tulumların keÅŸfini yapan  Chris Ebejer’ i ayrıca ilgili bir baba olduÄŸu için iki kez kutlamak lazım.

 kaynak

ntv haber

28.08.2009

VÜCUT BÜYÜDÜKÇE BEYİN UFALIYOR

  

 

  Obez insanların beyin dokusu, normal kilodakilere oranla yüzde 8 küçük ve 16 yıl yaÅŸlı görünüyor.  ABD’li uzmanların yapmış olduÄŸu bu araÅŸtırma, Human Brain Mapping adlı  tıp dergisinde yayımlandı,  bu araÅŸtırmaya göre obez insanların beyinleri yüzde 8 daha küçük ve 16 yaÅŸ daha , büyük görünüyor.

70′ li yaÅŸlarda olan 94 insanın beyin taramaları yapıldı.Bu insanların seçimi ciddi beyin hasarı olan kiÅŸiler arasından yapıldı. Amerikalı  Prof.Paul Thampson, bu oranların çok ciddi bir doku kaybı anlamına geldiÄŸini belirterek, Alzheimer konusunda risk altındaki insanları uyararak ÅŸunları söyledi. SaÄŸlıklı beslenerek kiloyu dengede tutmak Alzheimer‘a yakalanma riskinin  ciddi anlamda önlenebileceÄŸini belirtti.

Hastalığın baş nedeni dengesiz ve kötü beslenme olarak belirtildi. Obezitenin ayrıca diyabet tip 2, hipertansiyon, kalp hastalıkları, bazı kanser türlerini tetikleyerek,cinsellik üzerindede olumsuz etkileri olduğu biliniyor. DSÖ tarafından bildirilen obez sayısı dünyada tam 300 milyon kişi.

   Araştırmacı uzmanlara göre obez insanlar genellikle , beyinlerinin arka ve ön loplarından doku kaybediyorlar. Beynin bu bölümleri hafıza ve planlama , yönetici fonksiyonlar, hareket,uzun süreli hafıza  dikkat     gibi konularda önemli rol oynar.

 Kişiler obez olup olmadıklarını anlamak için vücut kitle endekslerini saptayarak belirleyebilirler.

 Yapılan bu araştırma Ulusal Yaşlanma Enstitüsü ve Amerikan Kalp Vakfı ve Ulusal Araştırma Kaynakları Merkezi tarafından desteklendi.

 NTV HABER

28.08.2009

SICAKLAR KALBÄ°NÄ°ZÄ° YORMASIN

    Prof.Dr.BİNGÜR SÖNMEZ  kalp hastalarını uyarıyor.Kalp kapağı hastalarının yazdan bu kadar etkilenmesinin temel nedeni, idrar  söktürücü ilaç kullanmaları.Bu hastalar vücutlarındaki fazla su ve tuzu idrarala atarlar. Ancak yazın çok terledikleri için terlemeyle de tuz ve su atacakları için özellikle tuz kayıpları aşırı miktarda olur.Bu da halsizlik,bitkinlik ve ritim bozukluğuna yol açabilir.

    Prof.Dr.Sönmez “Bu nedenle  yazın bir otomobilin nasıl karbüratör ve klima ayarları yaptırılıyorsa, kapak hastalarının da doktorlarına danışarak idrar  söktürücü ilaç dozunu  gerekli miktara gelecek ÅŸekilde azaltmaları gerekiyor” diyor.

 BOL SU İÇMEK ŞART

  Koroner kalp hastalarında ise kan akışkanlığı çok önemli. Bu hastalara kan sulandırıcı ilaçlar veriliyor ki, kanlarının akışkanlığı artsın. Ancak koroner kalp hastaları yaz aylarında çok fazla terledikleri  için 1-2 litrelik su kayıplarında kanları koyulaşıyor ve akışkanlığı da buna baÄŸlı olarak azalıyor.Bu da çok kritik olmayan bir darlıkta oluÅŸabilecek bir pıhtının, hiç beklenmeyen ve sonu ölümle sonuçlanabilen enfarktüse neden olabilme ihtimalini artırıyor. Prof.Dr.Sönmez,”Koroner kalp hastaları aşırı sıcaklardan kesinlikle kaçınmalı. GüneÅŸin dik konumda olmadığı sabah erken ve akÅŸam üstü saatlerinde denize girmeli ve bol bol su içmeliler.Su onların terlediklerinde kaybettikleri su miktarını geri kazandırıyor”diyor.

  GÜNEŞ ALTINDA ALKOL ALMAYIN

Sorunları neden kaynaklanırsa kaynaklansın, kalp hastaları kesinlikle  güneş altında alkol almamalı. Özellikle yüksek tansiyonu olan hastalar.Az ve sık sık yemeli, ağır ve yağlı beslenmekten kaçınmalı. Koroner hastalarının günde en az iki litre ve daha çok su içmeleri, ağır ve yağlı yemekleri tercih etmemeleri de önemli .Sporu ise sabah ya da akşamüstü saatlerine bırakmalı.

  Yine hatırlatmakta yarar var : Kalp kapak hastaları ve koroner kalp hastaları kesinlikle güneşin dik geldiği ve günün en sıcak olduğu 11.00-15.00 saatleri arasında ortalıkta  dolaşmamalı, kesinlikle spor yapmamalı.

BOTOKS TEDAVÄ°SÄ° NASIL YAPILIR?

Dünyada yaygın olarak uygulanan botoks tadavilerinden Türkiye’de her yıl onbinlerce kiÅŸide faydalanmaktadır.Ä°statistiklere dayanarak botoksun ülkemizde,yüzde olan çizgileri ve kırışıklıkları azaltan, özellikle mimik kaslarının hareketine baÄŸlı olarak ortaya çıkan alın bölgesi, kaÅŸ arası ve göz kenarı çizgilerinin tadavisinde en çok tercih edilen uygulama olduÄŸunu söyleyebiliriz. Oysaki aşırı terleme yani hiperhidroz tedavisi, botoksun en baÅŸarılı kullanım alanlarından biri. Botoks’un temel iÅŸlevi, kas kasılmasını tetikleyen aşırı sinir uyarılmasını bloke ederek kas aktivitesini azaltmaktır.Enjeksiyonun etkisi geçicidir.Hastaya ve tedavi edilen rahatsızlığa baÄŸlı olarak bir aydan 8 aya kadar geçen zamanda sinir-kas baÄŸlantısı yeniden kurulur. Bu nedenle genellikle medikal kullanımda, olumlu etkinin yeniden hissedilebilmesi için tedavinin tekrar edilmesi gerekir.

ON DAKÄ°KADA KURTULUN

Botoks, koltuk altı, el, ayak içi yada alın gibi aşırı terleyen bölgelere ince enjeksiyonlar şeklinde uygulanır.Üç gün sonra etkisi görülmeye başlar.Eğer hâlâ aşırı ter üreten alanlar varsa birkaç ilave ile tedavi tamamlanır. Aşırı terlemede botoksun etki süresi ise yaklaşık 201 gün veya 6,5 aydır.Bu süreden sonra botoksun etkisi azalınca tekrar uygulama yapılabilir.

Kötü kokmamak ve fazla terlememek için dikkat edilecek püf noktaları:

*Gün içerisinde giysi değiştirmeye çalışın.

*Çalışma ortamınızı serin tutun ve iyi havalandırın.

*Serin tutacak giysiler seçin.Doğal pamuklular vücudumuzu serin tutar.

*Sıcak ve alkollü içecekler, baharatlı yiyecekler terlemeyi arttırır.

*Ne kadar terlesenizde su içmekten vaz geçmeyin. Çünkü aşırı terleme vücudun susuz kalmasına yol açar.

*Ter kokusunu ağırlaştıran sarımsak, soğan, pastırma, sucuk gibi yiyeceklerden ve alkolden uzak durun.

*Ter kokusunu önlemek için sabah- akşam ılık duş alın.

*Stres terlemeyi arttırır .

*Bol su tüketmeyi de unutmayın.

Eğer bu yöntemler ter kokusunu gidermeye yeterli olmuyorsa eczanelerde ve marketlerde  kolayca bulabileceğiniz ve çok pahalı olmayan Deo-Tak kremlerden haftada bir kez duş sonrası kullanarak ter kokusunu tamamen yok edebilirsiniz.Bu krem (koku gidericilerin) hiç bir yan etkisi yoktur.

AÅžIRI TERLEME (hiperhidroz)nedir?

Hiperhidroz, aşırı terlemeye verilen  tıbbi isimdir ve bu gün Amerika’da tahminen 7-8  milyon kiÅŸiyi etkileyen yaygın ve kronik bir rahatsızlıktır.Hiperhidrozlu hastalarda, vücut ısısını düzenlemek için gerekli olan miktarı aÅŸan bir ter yapımı söz konusudur.Hastaların sürekli alınlarında,  koltukaltlarında, avuçlarında ve ayak tabanlarında terleme görülür.Hastalık en sık olarak gençlikte veya genç eriÅŸkinlikte geliÅŸir.Bu rahatsızlığın altında yatan neden belirli deÄŸildir fakat genetik önemli bir rol oynar.  Aşırı terleme, stres, heyecan  veya egzersizle alevlenebilir ancak sıklıkla spontane olarak ortaya çıkar.Bu durumu tetikleyen kesin mekanizma belirsiz olsada rahatsızlığın vücudun soluk alma, kalp atımı ve vücut ısısı gibi ‘istemsiz’ fonksiyonlarını düzenleyen sempatik sinir sisteminin iÅŸlev bozukluÄŸu ile iliÅŸkili olduÄŸu görülmektedir.

TERLEME SORUNUNU BOTOKS LA ÇÖZÜN

Aşırı terleme (tıbbi adıyla  hiperhidroz), pek   çok   kişiyi üzen,  sosyal yaşamı etkileyen kronik bir hastalık. Aşırı terleme , yazın daha da artar. Ve bu rahatsızlık kişinin sosyal, fiziksel ve mesleki yaşamında çok önemli problemlere yol açabilir.Romantik ilişkilerini, eğitim ve kariyer seçimini, ruhsal sağlığını ve yaşam kaltesini olumsuz etkileyebilir.Örneğin, elleri fazla terleyen kişiler çekingenlik yüzünden el temasından ve tokalaşmaktan ,  dans etmekten kaçınabilir.Sosyal deneyimlerden kaçınamadıkları zamanlarda  ve öncesinde ise şiddetli iç sıkıntısı yaşayabilirler.  Hasta terleyeceği endişesine kapıldığı zaman, terlemesine neden olan uyarılar artarak terlemeyi daha da artırabilir ve gerginlikler ile bunların fiziki sonuçları birbirlerini tetikleyerek hastayı bir kısır   döngüye sokabilir.Kol altlarında ki aşırı terleme ise kişinin istediği giysiye giymesini engeller. N e  kadar şık olursa olsun , kol altlarında ki ter izleri her şeyi alıp götürür.Bir düğün yada yaz daveti kabusa dönüşür.Romantik bir buluşma kısa kesilir.Sorun bu kadarlada kalmaz, ter kokusu yada sebebiyle ortaya çıkan çeşitli cilt sorunları da cabası olur. Aynı terleme sorunu ayaklarda da yaygın olarak görülebilir.Kişi istediği ayakkabıyı giyemez; özellikle yazın en çok giydiğimiz kumaş   tipi ayakkabılardan teri gösterdiği için uzak durur. Aslında bu kabusu çekmek yerine; onu yok etmek en iyi çözüm . Bunun çözümü ise son yıllarda yaygın olarak kullanılan botoks.Aslında herkesin gençleşmek, kırışıklıkları yok etmek için kullandığını sandığı botoksla bu konuda da en iyi sonuç kısa sürede alınıyor.10 dakika da bu kabusu geride bırakıp hayatınıza sorunsuz devam ediyorsunuz.